Hafta sonu Los Angeles’ta Çin Mahallesi’nde düzenlenen ve 11 kişinin öldüğü saldırının ardından dün California’da yaşanan ve 7 kişinin ölümüyle sonuçlanan toplu infaz / katliam ve bunun ABD kaynaklı olarak sık sık yaşanması, akıllara “yeni bir terör türü mü icad oldu” sorusunu getirmeye başladı.
Bir kişinin herhangi bir mekana girip rastgele ateş açması şeklindeki eylem türü, dünyadaki pek çok terör örgütünün zaman zaman kullandığı bir eylem tarzıdır. Ülkemizde de Reina Saldırısı olarak bilinen saldırı, bunun çok şükür en son örneğiydi. Tarihimizde de 1980 öncesi iç karışıklık olayları zamanında “kahvehane taranması” şeklinde acı hatıralarımız var.
Ancak bu örneklerin hemen hepsi, arkasında bir terör örgütü ve onunla ilgili bir siyasi saik barındıran eylemlerdi. ABD’de son yıllarda yaşanan eylemlerde ise durum biraz farklı. Hiçbir siyasi meselesi olmayan birisi eline bir silah alıyor ve ortalığa ateş açıyor.
ABD genelinde silahlı şiddet olaylarını takip eden ve kâr amaci gütmeyen bir kuruluş olan Gun Violence Archive tarafindan derlenen verilere göre, bu yıl muhtemelen Amerika Birleşik Devletleri'nde kaydedilen toplu silahlı saldırıların en yüksek olduğu ikinci yıl olacak.
ABD’de bu yıl 22 Kasım'a kadar en az 607 toplu infaz gerçekleşti. Geçen yıl bu tarihte ülkede 638 toplu silahlı infaz gerçekleşmişti. 2021 yılı, kuruluşun incelemeyi başlattığı 2014 yılından bu yana sayının (690) en büyük olduğu yıl. 2020 yılında ise sayı 610’du.
Soru şu: Bu insanlar durup dururken niye sağa sola ateş açıyor? Neye tepki veriyorlar veya hangi içgüdülerini tatmin ediyorlar. Daha önce çocukların gerçekleştirdiği okul saldırıları yaşanmıştı. Bu saldırılarda faillerin, bilgisayar oyunlarındaki hareketleri yaptığı ve atış yüzdelerinin ortalama bir polis memurundan fazla olduğu yolunda bilgiler gelmişti. Bazı eylemler, sniper tarzıyla yapılıyor ki bu şekilde bilgisayar oyunu ve film sayısı çok fazla. Bizim ülkemizde Samurai kılıcıyla işlenen cinayette failin açıklamaları, aslında cinayetin maktüllerle ilgili değil, failin kendi hayal dünyasındaki pozisyonuyla ilgili olduğunu gösteriyor. Okul saldırılarını düzenleyenlerin arasında çocuklar olmasının yanısıra dün yaşanan saldırının faili olarak yakalanan kişinin 67 yaşında olduğu da bir başka ilginç detay.
Bu tür eylemler, kadın cinayetleri, intihar olayları gibi olayların bir sakıncası, bunların romantikleştirilmesi kavramıdır. Bu tür olaylar hakkında propaganda yapıldıkça, bu eylemlere meyilli insanların bir şekilde kendilerini teşvik ettikleri, daha fazla insanın bu eylemlere adım attığı biliniyor. Başkalarının yapıyor olmasını bilmek, bu konuda eğilimi olan insanlara bir şekilde dayanak oluyor.
Dizi, film, oyun sektörlerini tamamen kontrol altına almak, en azından şimdilik mümkün görünmüyor. Ancak öyle anlaşılıyor ki dünya giderek bu hesaplaşmaya daha fazla yaklaşıyor.